Tanrı’nın mükemmel krallığının eksiksiz ve bire bir ölçekli haritası; alt dünyalar parodisi!
Söz gelimi, matrikin mimarı değil de bir haritacı yeni dünyalar yaratıyor.
Peki krallığının kalesinden hiç çıkmamış bir Tanrı için, krallığı labirentten başka ne olabilir.
Madem ki eninde sonunda sonu yokluk ya da hiçlik bu dünyanın, öyleyse tüm evrenin zihnine adı "alzeimer" olan bir ekspres çarpsın ya da Tanrı kendini onun altına atsın.
"Şeb-i Yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir
Mübtelâyı gâma sor kim geceler kaç vakit." bir arkadaşımın
bu beyiti okuyup bunun ezberimde ne işi var dedikten sonra
zihnime düşen bir hikaye.
Dilin işlevleri üzerine bir öykü; öyküde işlevlere atfedilmiş en eski yöntem "Body Politics"
Pürlen Balkabağı'nın mensur yazısı yada şiirine bir zeyl.
Dil ve yaratım anlayışı üzerine; Şey'den, Pinokyo'dan, Ezop'tan, Talmud'un Golemine kadar, dil ve seslemde ki tılsımların bir izleği.
Söz gelimi, Musa nam kekeme ve Hatip Harun kodlamacı imiş; On Emir'de çözülmesi zor bir "Yaşam Kodu".
Peki bu kodu kim çözecek Şirketler mi yoksa İnsanlık mı ?
Dil felsefesine bir giriş, ikincil dereceden dünyalar ve onların gölgeleri.
Berkeley'in "Esse est percipi" zagonuna göre Tanrı gözlerini kapadığında bizi kim algılıyor.
Borges öykücülüğü ve mitolojinin kullanımı